İstanbul Beyoğlu’nda, dört polis memuru ve bir bilirkişinin yargılandığı davada, Onur Yaser Can’ın 2010 yılında çıplak aramaya tabi tutulduğu ve işkence gördüğü için intihar ettiği iddiasıyla karar çıktı. Mahkeme, sanıklardan dördünün “resmi belgeyi yok etme”, bilirkişinin beraatine ve işkence iddialarının araştırılması için dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderme suçlarından 6 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, İstanbul Beyoğlu’nda 2 Haziran 2010’da düzenlenen narkotik operasyonuyla ilgili olarak iki kez gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan ve tutuklanması için emniyete çağrıldıktan sonra 23 Haziran 2010’da yaşamına son verdi. üçüncü kez gözaltında korkunç muameleye ve çıplak aramaya maruz kaldı. . Can’ın ölümüyle ilgili olarak dört polis memuru ve bir bilirkişi, ‘kamu görevlisi tarafından resmi belgede sahtecilik’ suçundan 6,5 yıldan 17 yıla kadar hapis cezasıyla ayrı ayrı yargılandı.
“Polisler pişmanlık duymuyor”
Duruşmada müşteki avukatı Mehmet Ümit Erdem, Onur Yaser Can ve aynı gün gözaltına alınan bir başka kişinin de çıplak aramaya tabi tutulduğunu hatırlatarak, sanıkların her zaman suçlanan suçu işlediklerini söyledi. Davanın konusu birlikte. Hatanın unsurlarının oluştuğunu söyleyen Fazilet, “Alt sınırdan uzaklaşıp iyi hal indirimi uygulamamak istiyoruz. Çünkü polisler vicdan azabı çekmiyor ve birbirini gözetleyerek suçu kabullenmiyor.”
Ezgi Sevgi Can’ın avukatı Duygu Köksal da iddia makamının mütalaasına kısmen katıldıklarını belirterek, “13 yıllık bir sürecin içindeyiz. Duruşmada bulguların dikkate alınmadığını görüyoruz. Onur intihara sürüklendi.” not bırakarak psikolojisi bozuldu.Onur’u intihara sürükleyen süreç yargılanmalıdır.”
Can: İşkence iddialarımıza itiraz edeceğiz
Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, mahkeme salonundan çıkarken karara tepkisini dile getirdi. Can, “Soruşturma yükümlülüğü yerine getirilmedi, suç yerine getirildi. Bu mahkeme bir hata yaptı. Bu polisleri korumaya devam ediyorlar. Çok adaletsiz bir ülke. Burası adaletsizliğin sarayı. Bu mahkemeler.” gösteri kortlarıdır.”
Mahkemenin sahtecilik suçundan hüküm vermemesini eleştiren Can, “İşkence tezlerimizi temyize götüreceğiz. ‘İşkence’ tezlerimiz ve ‘intihar’ davamızla ilgili süreci yeniden başlatacağız. Ne yazık ki bizi adaletsizliğe mahkum ediyorlar. Bu sarayda kırıntılar… “Keşke bu mahkemeler bir cevap verse ve daha cesur bir karar verebilse. Adalet için mücadele etmeye ve çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Avukat Erdem: Biz bitti demeden bu dava bitmez
Açıklama yapan Avukat Mehmet Ümit Erdem, bu davada yargılanan sanıkların işkence suçundan yeniden sanık olarak yargılanmaları için çalışmalara devam edeceklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla başından beri verdiğimiz takviyelerle çok değerli kararlar alındı, eksik kaldı. Ancak bu kararı da tamamen kabul etmiyoruz. Mücadelemiz de bitmedi. 13 yıldır devam ediyor. 23 yıldır gitmek istiyoruz. Bunun için bu süreci hep takip edeceğiz. Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek.”
ANKA / BK,ET
